Günümüzde koklear implantın işitme üzerine önemli etkisinin olduğu anlaşıldığından ilgi bundan sonra dil ve eğitim gibi diğer alanlarda ölçümler yapmaya yöneltilebilir. 1997 yılında koklear implantlı çocukların dil başarısını değerlendirme ile ilgili problemler olmasına rağmen birçok calısmada dil gelişimindeki kazançların koklear implant kullanıma dayandığı rapor edilmiştir. Robbins ve arkadaşları “Reynell Developmental Language Scale” testini kullanarak yaptığı çalışmada koklear implantlı çocukların dil edinimleri normal işitenlerle karşılaştığında gecikme göstermiştir, buna karşın implant kullanmayan çok ileri derecede işitme kayıplı çocuklara göre daha hızlı gelişme göstermişlerdir. Buna benzer sonuçları Bollard ve arkadaşları da bildirmiştir. Schopmeyer ve arkadaşları 20 implantlı çocukta ifade edici kelime dağarcığını ölçmek için video analizini kullanmıştır. Bu çocuklarda dil gelişiminin seviyesinde pozitif etkiyi rapor etmişlerdir. çok küçük çocuklarda video analiz ile benzer sonuçlar elde etmiştir ve implantasyon sonrasında konuşma becerilerinde belirgin bir artış bildirmişlerdir. Tyler ve arkadaşları da ifade edici ve alıcı dilde koklear implant kullanan ve özellikle erken yaşta implantasyon uygulanan çocuklarda 5 yıllık dönem sonrasında önemli seviyede gelişimi bildirmişlerdir. Koklear implant kullanan çocukların performansı bireylere ve aygıtlara göre çok çeşitlilik göstermektedir. Konuşmayı anlama ve konuşma üretiminin her ikisindeki değişimin büyük bölümü fizyolojik ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İmplant kullanan çocuğun yaşam tarzı ve eğitimsel başarısını etkileyecek olan bu aygıtların etkisini belirlemek için uzun süreli çalışmalara ihtiyaç vardır.Lewis ve Paul’a göre dil gelişimi, hızlı fizyolojik ve genetik özellikler, cinsiyet, algısal, bilişsel ve nörolojik gelişim, sosyal çevre ve etkileşim, aile-çocuk arasındaki sözel iletişim düzeyi, sosyoekonomik ve sosyokültürel özellikler gibi etmenlerden etkilenebilmektedir